Aşk ve Kadife

Paris’in taş sokaklarında yankılanan bir keman sesi,
Erzurum’un İspir ilçesinin sisli bir köyünde yarım kalmış bir hikâyeye dokunur.
Atabey, geçmişinin ağırlığını ardında bırakmak için Fransa’ya kaçmıştır.
Yalnızlıkla örülü günlerinden birinde yolu, bir kilisede Mösyö Alfonso’yla kesişir.
Ünlü bir müzisyen olan Alfonso’nun da kendi gizemli geçmişi vardır ve bu karşılaşma, iki yaralı ruhun birbirine tutunduğu bir dönüm noktası olur.
Yıllar sonra Alfonso’nun son isteği,
Atabey’in neden kaçıp Paris’e geldiğini öğrenmektir.
Ondan hatırladığı tüm anılarını yazmasını ister.
Ancak Atabey yazdıkça, kelimeler geçmişin gölgelerini uyandırır;
her satırda hem kendi hikâyesini hem de Mösyö’nün sakladığı sırları açığa çıkarır.
Zamanın iç içe geçtiği, gerçeğin ve hayalin birbirine karıştığı bu roman,
okuru İspir’in bir köyünden Paris’in taş sokaklarına taşırken,
aşkın, pişmanlığın ve affetmenin ince çizgisinde yürütür.

Aşk ve Kadife, bir kalbin yeniden atmaya cesaret edişinin
ve bir hikâyenin kimin tarafından yazıldığının asla tam bilinemeyeceği o gizemin romanıdır.